Van Haber
Özgün ve tarafsız haberin adresi

İHD: Kürt sorunu çatışmayla çözülmez

15
Kuzey ve Doğu Suriye ile Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik Türkiye’nin sürdürdüğü operasyonun sona ermesi çağrısı yapan İHD, “Kürt sorunu çatışma ve savaş politikaları ile çözülmez” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye kentleri ile Federe Kurdistan Bölgesi ve Şengal’e yönelik 20 Kasım’da gerçekleştirdiği hava operasyonuna ilişkin yazılı açıklama yaptı. “Seçim öncesi dönemde Kürt sorununda çatışmada ısrar etmek insani ve ekonomik krizi derinleştirir, siyasi kaos yaratır, savaşa karşı barışı savunuyoruz” başlıklı açıklamada, DAİŞ’i direnişiyle yenen Kobanê kentinin bombalanmasının dikkat çekici olduğu kaydedildi. İktidar ve yetkililerin İstanbul’daki patlamaya dair açıklamalarının “7 Haziran-1 Kasım 2015 tekrar seçim dönemindeki kanlı bir ara döneme mi giriyoruz” şeklindeki kaygılarını artırttığı belirtilen açıklamada, gerçekleştirilen saldırıda çok sayıda sivilin de öldüğü ve yaralandığı, saldırıların bir an önce sona ermesi çağrısı yapıldı.
‘CİDDİ HUKUKİ SONUÇLARI OLACAK’
Türkiye’nin sınır ötesi tezkerelerle yaptığı askeri operasyonların da hatırlatıldığı açıklamada, söz konusu tezkerelerin Anayasa’nın 91’inci maddesine uyumlu olmadığı ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararı olmadan başka ülkelere saldırıda bulunmanın ciddi hukuki sonuçlarının olacağının altı çizildi. İktidarın, Kürt sorununu çatışma yöntemiyle çözeceğini iddia ettiğine dikkat çekilen açıklamada, “Her yıl birbirini tekrar eden askeri operasyonlar yaparak hem bu sorunu daha da büyütmekte hem de kendi siyasal iktidarını uzatmak için otoriter yöntemler uygulamaktadır. Kürt sorunundaki çözümsüzlük Türkiye’yi hızla otoriterleştirmiş, anti demokratik bir ülke haline getirmiştir” denildi.
‘ÇÖZÜM SÜRECİ’ HATIRLATILDI
Savaş politikalarına ve çatışmada ısrar siyasetine rağmen 2022 yılı Newrozu’nda milyonlarca Kürt ve siyasi temsilcilerinin bir kez daha barış mesajları verdiği hatırlatılan açıklamada, “Türkiye’nin Kürt meselesini demokratik ve barışçıl yollarla çözmek için diyalog ve müzakere yöntemini seçmesi gerektiğini ve tecrit siyasetine son vermesi gerektiğini ortaya koymuştur. Ancak siyasi iktidarın bu güçlü mesajı almayıp, güvenlikçi politikalar ile çatışmayı derinleştirip sorunu şiddetle çözmeyi tercih etmesi ciddi bir çatışmanın yaşanmasına sebep olmakta, insan hakları ve insancıl hukuk ihlal iddiaları giderek artmaktadır. Kürt sorununun çözümsüzlüğü ile ilgili son 38 yıla baktığımızda çeşitli silahlı çatışma dönemleri ve bu dönemleri sona erdirip barış arayışlarının olduğu zamanlara tanıklık ettik. En son Mart 2013-Temmuz 2015 arası uzun bir çatışmasızlık dönemi yaşanmıştır. Son 38 yıla baktığımızda ilk defa bu kadar uzun süren kesintisiz ve çatışmanın boyutunun coğrafik alan olarak büyüdüğü ve tüm toplumsal kesimlerin zarar gördüğü bir döneme denk gelmekteyiz. Dolayısıyla belirtmek isteriz ki, çatışmanın insani ve ekonomik maliyetinin bu kadar büyük olduğu bir dönemin sonunda barış arayışlarına yönelmenin kaçınılmaz olmasıdır” ifadeleri yer aldı.
CAN KAYIPLARI
Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün ekonomik boyutunun da gözler önüne serildiği açıklamada, can kayıplarına dair şu veriler paylaşıldı: “Bu politikada ısrar etmenin beyhude olduğunu ve Türkiye’yi iflasa sürüklediğini belirtmek isteriz. İHD Dokümantasyon Biriminin 2015 ile 2021 yılları arasını kapsayan 7 yıllık silahlı çatışmalar nedeni ile tespit edebildiği verilere göre 6 bin 19 kişinin yaşamını yitirdiği, 8 bin 562 kişinin yaralandığı bir tabloda çatışmanın insani maliyetinin ne kadar büyük olduğu anlaşılmaktadır. Kürt sorunu gibi uluslararası sorun haline gelmiş, doğrudan doğruya Kürtler başta olmak üzere Türkiye, Suriye, Irak, İran ve bu ülkelerin dahil olduğu uluslararası askeri ve ekonomik birlikleri, BM ve Avrupa Konseyini ilgilendiren bir sorun karşısında çatışmada ısrar etmesini anlayamamaktayız. Kürt sorunu çatışma ve savaş politikaları ile çözülmez.”
‘TEZKERE İPTAL EDİLSİN’
Açıklamada, kimyasal silah kullanımı ve saldırılar karşısında yapılması gerekenler şöyle sıralandı:
* Bu iddiaların başında birçok yerleşim yerinin bombalamalar yolu ile halkın korkutulup boşalttırıldığı ve böylece binlerce insanın zorla yerinden edildiğidir. Ayrıca, kullanılması yasak silahlar ile yasak bombaların kullanıldığı yönünde ciddi iddia ve görüntüler bulunmaktadır. Bunun yanı sıra yaşamını yitiren TSK mensubu askerlerin bazılarının cenazelerinin arazide bırakıldığı ve cenazelerinin akıbetinin bilinmediğine dair ciddi haberler çıkmaktadır. Bu iddialar hakkında da TBMM Araştırma Komisyonunun araştırma yapması gerekmektedir.
* Askeri operasyonlar sırasında sivillere yönelik gerçekleştirilen saldırılar ile ilgili olarak sınır bölgesinde Meclis Araştırma Komisyonu’nun yanı sıra yetkili Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının etkili soruşturma yürüterek gerçekleştirilen ağır insan hakları ve insancıl hukuk ihlallerini tespit edip gerekli kovuşturmaları açması gerekmektedir.
* BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ile uluslararası insan hakları örgütlerinin iddia edilen ağır insan hakları ve insancıl hukuk ihlalleri iddiaları hakkında olay bölgelerinde araştırma ve inceleme yapması gerekmektedir.
* Ekim 2021’de kabul edilen Irak ve Suriye tezkerelerinin iptal edilerek, Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki askeri güçlerini Türkiye sınırları içeresine çekmesini ve gerek bu ülkelerle gerekse de Kürt siyasi hareketi ile Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yollardan çözümü noktasında askeri seçenekler dışı çözümler üreterek yeniden bir barış sürecinin inşa edilmesi gerektiğini belirtmek isteriz.
DİĞER HABERLER
maksibet giriş maksibet film hd izle film izle film hd izle şutbet giriş şutbet oslobet giriş oslobet betmoris giriş betmoris elexusbet giriş favorislot elexusbet giriş