Çevreciler Dersim’de: “Cevizlidere’den Akbelen’e doğa bizim”
Duygu Kıt/Dersim
Önceki dönem Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olan Fatih Dönmez’in verdiği bilgiye göre Dersim’de 49’u maden ruhsatlı 42’si hammadde üretim izinli saha olmak üzere toplam 91 maden sahasının bulunurken, 14 maden sahasının ise açılmasının planlanlandığı kamuoyu ile paylaşılmıştı. Ovacık Cevizlidere (Merxo) de ise 2001 yılından bu yana hayata geçirilmek istenen altın (polimetal) maden projesi mevcut. Köy oldukça büyük bir alana sahip ve geniş bir ormanlık alanı barındırıyor.
Köydeki maden ocağı Tunçpınar Operasyonu adıyla Lidya Madencilik tarafından işletilmek isteniyor. Lidya Madencilik, 21 Haziran günü Erzincan İliç’te siyanür sızıntısı felaketinin yaşandığı Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. kompleks maden işletmesinin de ortaklarından. Lidya Madencilik’in Erzincan, Giresun, Gümüşhane ve Balıkesir’de maden işletmeleri mevcut. Dersim’de ise 2001 yılından bu yana Cevizlidere’de maden sahası için bulunuyor. Cevizlidere köyü İliç’te bulunan Çöpler Altın Madeni’ne yaklaşık olarak 65 kilometre mesafede yer alıyor. Festival programı dahilinde ekoloji forumu düzenlenen maden sahasında görüştüğümüz köy sakinleri ve çevreciler, altın ocağının hayata geçirilmesi halinde bölgenin biteceğini söylüyor.
“Burası bizim için bir tarla değil; bir tarih, izin vermeyeceğiz”
Cevizlidere köyü sakini Tayfun Topuz köylerinin sadece tarla ya da altın çıkarılacak bir yer olmadığını, tarihleri olduğunu belirtiyor. Topuz, “Burda senelerdir yürütülmek istenen bir çalışma var. Sorun sadece bu köyün değil, bütün coğrafyayı etkiliyor. Yanıbaşımzıda yaşanan Erzincan felaketi var. Maden şirketi sürekli kişileri, kurumları satın almaya çalışan bir şirket. Biz mücadele etmeye, köyümüze sokmamaya çalışıyoruz. Ama her şeyden önce bu coğrafyanın bir tarihi var. Burda kefensiz yatan binlerce insanımız var. Dedem karşı derenin içinde ’38’de yakılarak öldürüldü. Burası bu yüzden sadece bir tarla değil, bir tarih. Mücadelemiz sonuna kadar devam edecek.” diyor.
“Ömrüm oldukça madene karşı durmaya devam edeceğim”
Hanım Keser 71 yaşında. 17 yaşında Cevizlidere’ye gelmiş ve 60 yıldır başka yere gitmemiş. Köylerine gelen herkesi saygıyla selamlamak istediğini belirten Keser şunları söylüyor, “Bu maden sadece Cevizlidere’nin sorunu değildir. Dersim bölgesinin hepsi yanar, bir böcek dahi yaşamaz, insanlar zehirlenir. Bugün etkinlik geldiğimiz yer ziyarettir. Karşısında yine ziyaret var. Bu madene bugün de karşıyım yarın da.”
“Burada ölümüz dirimiz var, maden istemiyoruz”
Maden sahasının kendi arazisi üzerine kurulmak istendiğini belirten köy sakini Cansağ Özgül, topraklarını madene işletmek istemediğini ifade ederek söze başlıyor. Çocuklarımın, torunlarımın geleceği ne olacak diye soran Özgül, “2001’den beridir maden girişimleri devam ediyor. Ben de mahkemelik oldum. Madeni yapmak için tapulu arazinin çoğu yeri ormana ait gösterildi ben de dava açtım. Mahkeme süreci 4. yılında devam ediyor. Yetmiş sene içinde bizi üç kere yakmışlar zaten. Biz nereye gideriz?” diye soruyor. Şu anda güncel duruma dair bilgi istediğimiz de ise şunları belirtiyor, “Şu anda herhangi bir çalışma yok. Ama devlet izin vermiş diyorlar. Mahkeme olduğu için yapamazlar ama. Köyümüzü ve topraklarımız vermek istemiyoruz. Topraklarımızda maden işlenirse geleceğimiz yok olur, sularımız yok olur, insanlarımız yok olur. Maden olursa arıcılık olmaz, hayvancılık olmaz, toprak olmaz. Bu toplumdan destek bekliyoruz biz.”
“Cevizlidere yapılırsa Dersim maden silsilesi altında kalır”
Dersim Dernekleri Federasyonu ekolojiden sorumlu genel başkan yardımcısı ve Munzur Koruma Kurulu Üyesi Ulaş Yeğin daha önceki tespitlerinde Dersim’in neredeyse yüzde yetmişine yayılmış bir maden bölgesi olduğunu belirtiyor. Kamuoyuna madencilik çalışmalarına karşı birliktelik çağrısı yapan Yeğin bize şunları iletiyor, “Ovacık Cevizlidere maden projesi bundan yaklaşık 20 yıl önce de konuşulan bir projeydi. Fakat o dönem köylülerin ve çevrecilerin tepkisi yüzünden soğutulmaya bırakılmıştı. Şimdi ise 45.289 ruhsat no’su ile ruhsatlandırılmış bir alan. 7024 hektarlık ruhsat alanı Cevizlidere, Karataş ve Söğütlü köylerini kapsıyor. Burda çıkartmayı düşündükleri maden ise altın, bakır ve molibden. Ruhsatlandırmayı yapan firma ise Tunçpınar Madencilik diye bir firma. Bu hat bir damar Erzincan Kemaliye’den başlayıp Dersim Geyiksuyu/Sin bölgesine kadar uzanan bir alan. Dolayısıyla da maden şirketlerinin gözlerini diktiği bir alan. Yanıbaşımızda İliç var. Bu çalışma izni çıkarsa biz İliç’ten daha kötü bir duruma düşebiliriz çünkü Ovacık’ta birçok maden alanı var. Bu da bir maden silsilesi olarak devam edecektir. Bizim de yapmamız gereken şimdiden buna karşı tüm kurum ve kişilerle bir ekolojik mücadele yürütmektir. Bu forumu da bu yüzden düzenledik. Bundan sonra da bu işin takipçisi olacağız.”
“Ülkenin dört bir yanında doğaya karşı rant yağması var”
Doğa İçin Sanat Derneği Başkanı Göksen Ezeltürk de 21. Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında Cevizlidere köyüne destek sunmaya gelen ekolojistlerden. Doğa İçin Sanat Derneği Kaz Dağları direnişinden bu yanadır aktif olarak çevre mücadelesi için de yer alıyor. Geçtiğimiz günlerde de Akbelen direnişinde yer aldıklarını belirten Ezeltürk artan ekolojik yıkıma ve Cevizlidere’de kurulmak istenen maden işletmesine ilişkin şunları paylaşıyor, “Sadece Dersim’de değil ülkenin dört bir yanında madenle ilgili olarak ciddi bir rant yağması var. Özellikle Dersim yöresi su havzaları ve bitki çeşitliliği açısından çok kıymetli bir yer. Burada da maden faaliyeti yapılmak isteniyor. Sadece iki saat ötede İliç’teki siyanür havuzu var. Onun gibi veya diğer madenler gibi ülkenin yaşadığı kaosu Dersim’dekiler de yaşamasın diye uzun yıllardır devam eden bir direniş var. Biz de onlara destek olmak ve seslerini duyurmak için geldik.”