Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili cezaevinde 8 yıl önce intihar eden kızının katili Cem Garipoğlu’nun, ölmediğini, kaçırıldığını öne süren baba Süreyya Karabulut suç duyurusunda bulunmuştu. Savcılık, Cem Garipoğlu’ndan öldüğü gün alınan doku örnekleriyle babasının DNA örneklerinin karşılaştırmasını yaptırdı.
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nce yapılan incelemede 10 Ekim 2014 günü Silivri 5 Nolu L Tipi Cezaevi’nde ölen şahıstan alınan DNA profili ile Cem Garipoğlu’nun anne ve babasından alınan DNA örnekleri arasında yüzde 99.99 uyum olduğunu belirterek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Bu kararla Garipoğlu’nun mezarının açılmayacağı belirtildi.
Süreyya Karabulut “8 yıldır bu benim en korkunç kabusum. Hiç aklımdan kınalı kuzum çıkmadığı gibi bir de bu cellat gerçekten öldü mü kaçtı mı şüphesi. Uyuyamıyorum. Cesedini bize göstermediler. Fotoğraflarını eşim ve avukatımız görmüş. Fotoğraf bir şey ifade etmiyor. Gözümle cesedini görsem belki ikna olurdum” diye içindeki dinmeyen şüpheyi anlatmıştı.
Suç duyurusunun reddedilmesiyle ilgili de baba Karabulut “Avukatımız elinden geleni yaptı. Ama bu derin şüphe hala içimde. Cesedini görseydim ikna olurdum. Ama olay tarihinde sadece fotoğraflarını gösterdikleri için bu şüphem dinmiyor. Mücadelemizi verdik, vereceğiz” dedi.
Türkiye’yi sarsan Münevver karabulut cinayeti 3 Mart 2009’da Cem Garipoğlu tarafından gerçekleştirildi. Cem Garipoğlu, Münevver Karabulut’un cesedini testereyle parçalara ayırarak bir bavul ve gitar çantası içinde Etiler’deki çöp konteynerine attı. Cinayetten sonra 197 gün kaçmayı başardı. Teslim olduktan sonra da yargılandığı Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 yaşından küçük olduğu için Cem Garipoğlu’nu en ağır ceza olan 24 yıl hapisle cezalandırdı. Silivri 5 Nolu Cezaevinde üç kişilik koğuşta tek başına kalıyordu. 10 Ekim 2014 sabahı sayıma gelen gardiyanlar Cem Garipoğlu’nun cansız bedenini buldular. Başına poşet geçirerek, çamaşır ipiyle kendisini boğarak, intihar ettiği kaydedildi. İşte tüm kamuoyunda bu tarihten itibaren Cem Garipoğlu’nun intihar etmediği, kaçırıldığı, olayın ‘ intihar değil cinayet’ olduğu hatta ölen kişinin başkası olduğu söylentileri kulaktan kulağa dolaştı.