Dersim’de tartışma: Arılar mı kımıllar mı ölsün?
Haber: Duygu Kıt
Tunceli İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Mazgirt’te 30 köyde kısa arazi ve gözlem çalışmaları kapsamında KIMIL’a karşı kimyasal mücadele yapılacağını duyurdu. ‘Arıcıların Dikkatine’ ve ‘Çiftçilerin Dikkatine’ başlığıyla yapılan iki duyuruda 4 Mayıs 2023 tarihinden itibaren sabah 06.00-10.00 saatleri arasında büyükbaş ve küçükbaş hayvanların ilaçlama alanlarından uzak tutulması, arıcıların ise gerekli tedbirleri alması gerektiği duyuruldu. İlaçlamaya tepki gösteren arıcılar ve köylüler hem arıları hem de toprakları için tedirgin. Arılar ve diğer türler nasıl etkilenecek? İlaçlamanın köylüler tarafından yapılması risk taşıyor mu? Alınan tedbirler ve ihmaller neler? Tüm bunlara ve kimyasal mücadeleye ilişkin taraflardan ve uzmanlardan görüş aldık.
Kimyasal ilaçlamayla bölgedeki arılar dahil tüm böcekler zarar görecek
Kimyasal ilaçlamaya karşı önce ilçe tarıma sonra savcılığa ardından kaymakamlığa başvurduklarını ama sonuç alamadıklarını ileten köylülerden ve arıcılardan Yusuf Polat ilaçlama sebebiyle arıcılığın bitme noktasına geleceğini söyleyerek: “Bölgemizde biz yıllardır arıcılık yapıyoruz. Aynı zamanda tarımla da uğraşıyoruz. Fakat bu yıl hiç görmediğimiz bir şeyle karşılaştık. Sözde kımıl var gerekçesiyle bölge topyekun bir ilaçlamaya tabi tutulacaktır. Doğayı kirletmek konusunda bunlar etkili ve ağır ilaçlardır. Bize arılarınızı derhal kaldırın aksi takdirde sorumlu değiliz dediler. Oysa ki bizim böyle bir şansımız ve olanağımız yoktur. Kımılla normalinde biyolojik yollarla mücadele yapabilirlerdi. Şu anda sadece ilaç firmalarının rantı amaçlı bu sorunun üzerine gidiyorlar. İl Tarım ‘İlaçlamayı biz yapmıyoruz’ diyor ama ilaçlamanın sorumluluğu muhtarlar üzerine yüklenmiş, ilaç firmaları ile anlaşılmış. Yani olayı muhtarlar üzerinden düzenliyorlar. Burası bizim yaşam alanımızdır. Arıcılık burda çok önemli bir geçim kaynağıdır. Bugün Ege’de Akdeniz’deki arıcılarımızın Dersim’e gelirken ilk konakladıkları alanlardır bu alanlar. Kımıl için Adana bölgesi farklı bir yöntem deniyor. Ama bugün burda her türlü kimyasal kirliliğe sebep olmak istiyorlar. Erzincan’daki siyanür nasıl bir sonuç yarattıysa bu da burdaki coğrafi arazi üzerinde olumsuz sonuçlar yaratacaktır.” dedi.
Taşkesen: “Biz ilaçlama zamanını öneri yapıyoruz”
Bakanlığın hiçbir koşulda ilaçlama yapmadığını sadece ilaçlama zamanını önerdiğini söyleyen Tunceli İl Tarım ve Orman Müdürü Saadettin Taşkesen: “Bakanlık bir aydır bununla ilgili çalışma yapıyor. Kimyasal ilaç yapmanın dışında hiçbir çaresi yok. Geçen sene bir iken bu böcek oranlaması bu sene beştir. Biz şimdiden ergin ilaçlamasını öneriyoruz. Kaldı ki bakanlığın ilaçlama yapma gibi bir görevi yok. Vatandaş bunu yanlış anlıyor. Bakanlık böceğin ekonomik zarar verme eşiğine geldiğinde öneride bulunuyor. Bu zaman aralığı da böcek yumurtasını yapmadan öncedir. Arıcılar için de yapacak bir şey yok. Arıcı ya kendi arısını başka yere taşıyacak sonra getirecek ya da ağzını kapatacak. Risk tamamen ortadan kalkıyor mu hayır kalkmıyor. Biz bu ilaçlamayı önerirken böceği öldürüyoruz arı da böcektir. Arıcı diyor ki bana zarar verme, buğday eken de diyor ki benim buğdayım yok olacak. Aradaki çizgiyi bir şekilde aşmak da çok mümkün değil. Doğru olan her iki üreticinin kendi arasında anlaşmasıdır.” ifadelerini kullandı.
“Kimyasal mücadelede arı kolonisi büyük zarar görecek”
İlaçlamanın kimler tarafından nasıl yapılacağı, arıların ve arıcıların nasıl zarar göreceği ve son seçenek olan kimyasal mücadeleden evvel herhangi bir çalışma yöntemi denenip denenmediğine dair görüştüğümüz Tunceli Arıcılar Birliği Başkanı Kazım Doğan ise şunları söyledi: “Buradaki temel sorun kimyasal mücadele edilmeden önce yapılması gereken biyolojik mücadelenin sekteye uğraması, yani doğaya bırakılan keklik bıldırcın gibi canlıların avcılıkla katledilmesi. İlaçlama köylüler tarafından yapılıyor yani tarla sahipleri. Tarım İl Müdürlüğü sadece bölgedeki süme ya da kımıl zararlısını tespit ediyor ve alınacak önlemi köylülere bildiriyor. Köylüler kendi imkanlarıyla ilacı temin ediyorlar ve bu ilaç köylülerin ekipmanlarıyla ya da kiraladıkları ekipmanlarla, drone ya da traktör ile yapılabilir. Üzerinde durulması gereken en önemli konuda doğadaki en güçlü polinatör arılar elbette. Doğada ilaçlama yapılan saatler direkt arıların zarar göreceği sabah saatlerine denk geliyor. Yani mevsim itibarıyla arıların yayılımının en yoğun olduğu saatler. Tarım İl Müdürlüğü de bu zarara dikkat çekmiş ama binlerce tarlacı arının bölgeden kaldırılmaması onların ölmesine sebebiyet verecek.” dedi.
Entomolog/Böcek Bilimci Sinan Anlaş: “Kimyasal mücadele ya da pestisitler başvurulması gereken en son yöntemlerdir”
Tarımsal mücadelede en son başvurulması gereken şeyin kimyasal mücadele olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sinan Anlaş, “Kimyasal mücadele yapmadan önce başta biyolojik, kültürel ve biyoteknik mücadele yöntemleri olmak üzere doğaya ve canlılara zararı olmayan yöntemlerin kullanılması gerekir. Bunları kullandıktan sonra zararlı hala zarar yapmaya devam ediyorsa ve üründe de önemli derecede zarar yapacak gibi görünüyorsa artık orda kimyasal mücadele yapılır. Niye en son başvurulması gereken yöntem kimyasal mücadele? Çünkü kimyasal ilaçların çoğu sadece hedef zararlıyı değil diğer yararlı ve zararlıları da öldürür. En çok zarar verdiği canlı grubu da arılardır.”
“İnsanların doğaya müdahalesi sonucu zararlılar artıyor”
Türkiyede hububat üretimi yapılan yerlerde, hem uzman görüşü ve hem de çiftçilerimizin önceki yıllardaki tecrübelerinden yararlanmak gerektiğini kaydeden Anlaş, “Kımıl özellikle tahıl üretilen yerlerde bulunur. Mücadele için başka yöntem ise şudur: Erkencil türler yetiştirmek geç olgunlaşan hububat yetiştirmek. Biraz daha erken ekme geç ekme gibi. Çünkü kımıl tanenin süt kısmıyla besleniyor. Eğer erken ekerlerse o kısım sert olacağı için kımıl orayı delemeyecektir. En son çare ilaçlama yapılıyor. Bu ilaçlama elbette yıllarca kalmıyor ama sonuçta pestisitler doğada ekosistemde kalıntı bırakırlar. En doğrusu kimyasal ilaçlamaya gerek kalmadan çiftçi bilinçli mücadele etmeli, uygun toprak işlemesi yapmalı. Sonuç olarak kimyasal mücadele ya da pestisitler başvurulması gereken en son yöntemlerdir. Bütün mücadele yöntemleri denendikten sonra ilaçlı mücadele yapılabilir.” dedi.