Dersim’de 10.557 mayın bulunduğunu biliyor muydunuz?
Duygu Kıt/Dersim
‘90’lı yıllardan bugüne devam eden çatışmalar sebebiyle Kürt illerine yerleştirilen mayınlar yaşam hakkı ihlallerinin esas kaynaklarından biri. Türkiye’de sınır illeri hariç en fazla mayının yerleştirildiği il Dersim. 2004 yılında Birleşmiş Milletler’e sunulan raporlara göre Dersim’de 10 bin 557 adet kara mayını/anti-personel mayın bulunuyor. Güvenlik gerekçesiyle karakol çevrelerine, geçiş noktalarına ve yerleşim yerlerinde bulunan askeri alanlara yerleştirilen mayınların sel ve heyelan sebebiyle bilinen yerinin uzağına taşınması can güvenliği için ayrı risk olmaya devam ediyor. Türkiye’nin taraf olduğu Ottawa Sözleşmesi’ne göre 1 Mart 2004 tarihinden itibaren mayınların imhasına başlamış olması gerekiyordu. Ama bugüne kadar mayınların imhası için herhangi bir girişimde bulunulmadı.
Barış Yıldırım: “İç güvenlik maksadıyla en çok envanter Dersim’de”
Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyesi olan ve Dersim’deki mayın tehdidine ilişkin birçok suç duyurusunda bulunan avukat Barış Yıldırım Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeye göre ülkede bulunan mayınları imha etmesi gerektiğini belirterek şunları söylüyor, “Fakat Türkiye şu ana kadar mayınları maalesef imha edemedi. Birleşmiş Milletler’e sunulmuş envantere göre ilimizde saptanmış 10.557 adet anti-personel mayını var. Bu mayınlar Türkiye’de iç güvenlik maksadıyla bir ilde en çok kullanılan envanterin burada olduğu anlamına geliyor. Bu mayınlar Aktuluk, YİBO yatılı okulların yanına da yerleştirilmiş. Mayınların imha edilmesi için çeşitli girişimlerimiz ve suç duyurularımız oldu. İlimizde can kaybı da meydana geldi mal güvenliği de ihlal edildi. Köylere geri dönüş oldu fakat ilimizde pek çok köy hala boş. Mayınlar sebebiyle de insan hakları ihlallerinin, yaşam hakkı ihlallerinin meydana gelebileceğini düşünüyorum. Bu konuda da Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’e verdiği taahhütleri bir an önce yerine getirmesi gerekiyor.”
Muteber Öğreten: “Anti-personel kara mayını en çok çocukları öldürüyor”
Anti-personel kara mayınlarının kişiye yönelik mayınlar olduğuna dikkat çeken Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, bu silahları diğer geleneksel silahlardan ayıran en önemli özelliğin bizzat mağdurun kendisinin teması ile harekete geçmesi olduğunu belirtiyor. Öğreten mayın sebebiyle yaşanan ölümlerde şuna dikkat çekiyor, “Anti-personel kara mayınlarının esas olarak sivillerin özel olarak ise çocukların ölümüne yol açan silahlardır. Mayınlı alanlardaki yerleşim birimlerinde yaşayan sivillerin ve çocukların bu alanlara girişi engellenmeli; sivillere ve çocuklara yönelik mayın risk eğitimleri başlatılmalı.”
“İç bölgelerdeki mayın temizliğine ilişkin hala bir program bulunmuyor”
Mayın vakalarının en çok iç bölgelerde yaşandığını belirten Öğreten, “Esas olarak iç bölgelerdeki mayınların temizlenmesi gerekmekte. Tunceli’deki mayınların temizliği son derece önemli. Meralardaki, yaylalardaki mayınlar siviller için büyük tehlike oluşturuyor. Dolayısıyla eğer insani bir mayın temizliğinden söz ediyor isek, bu temizliğin öncelikle iç bölgelerden başlatılması gerekir. Oysa bu bölgeler, Türkiye’nin mayın temizliği programında, en son ele alınacak bölgeler olarak belirtiliyor. Mayınsız Bir Türkiye Girişimi olarak bu bölgelerin öncelikli bölgeler olarak yer alması gerektiğini söylüyoruz.”
“Mayın mağdurları yaşadıkları topluma yeniden kazandırılmalı”
İçişleri Bakanlığı’nın 1984 ile 2010 yılı arasını kapsayan bir raporuna göre 6 bin 360 kişi anti-personel kara mayını nedeniyle ya yaşamını yitirmiş ya da yaralanmıştır. Mayınların döşendiği 1950 yılından bu yana ise ölen ya da yaralananların sayısının 10 binin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Öğreten şöyle devam ediyor, “Bu konuda Türkiye’de bir veri tabanı bulunmamaktadır. Dolayısıyla net bir sayı vermek mümkün görünmüyor. Mayın mağdurlarının topluma yeniden kazandırılması onların hem engelli haklarından kaynaklı hem de bu sözleşmede yer alan durumlarından kaynaklı olarak da haklarının yasal bir çerçeve içerisinde sunulması gerekir.”
İHD Dersim: Dersim’de 10 kişi mayın sonucu hayatını kaybetti
Dersim’de son olarak 2019 yılında Ovacık Bilgeç köyünde Ayaz ve Nupelda kardeşler oyun oynarken patlayıcı maddenin infilak etmesi sonucu yaşamını yitirmişti. İnsan Hakları Derneği Dersim Şubesi raporlarına göre 1993 yılı itibarıyla yerleşim yerlerindeki mayınlar sebebiyle 4’ü çocuk 10 kişi hayatını kaybederken, 2’si çocuk 4 kişi de sakat kaldı. Askeri eğitim alanının yerleşim yerlerine yakın olmasından kaynaklı oluşan tehlikeye dikkat çeken İnsan Hakları Derneği yöneticisi Hüseyin Yaşar Sezgin ise mayın tehdidine ilişkin şunları ifade ediyor, “Mayınların temizlenmemesi Dersim’de ve bölgede her geçen gün ölüm riskini artırmaktadır. Söz konusu vakaların da yeniden yaşanmaması için Türkiye’nin taraf olduğu Ottawa Sözleşmesi’nin yükümlülüklerini yerine getirmesi, masum ve korunmasız sivillerden ve özellikle çocuklardan oluşan yüzlerce kişiyi öldüren veya sakat bırakan mayınların ivedilikle temizlenmesi gerekiyor.”