HDP’nin Olağan 4. Kongresi Ankara Spor Salonu’nda yapıldı. Kongrede İstanbul Milletvekili Pervin Buldan ile Mardin Milletvekili Mithat Sancar, partinin eş genel başkanları seçildi, Parti Meclisi de belirlendi.
HDP eski eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, kongreye gönderdiği ortak mesajlarında, HDP’yi Nuh’un Gemisi’ne benzeterek, “Bu gemi şimdi, yeryüzünün bütün renklerini bağrında taşıyan yolcularıyla birlikte yeni yaşamı kurmak üzere ağır ağır yanaşıyor limana” dedi.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, görevi Mithat Sancar’a devredecek olan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli veda konuşması yaptı. Temelli şunları söyledi:
“İki yıl önce çöktürülmek istenen bir HDP vardı, şimdi sizler sayesinde seçenek yaratan bir HDP var. Bu onurlu halkın hizmetinde olmaya devam edeceğim. Buna hiç kimse engel olamayacak. Halkımızın direnişi ile AKP ve MHP ittifakına karşı alın teriyle buraya kadar geldik. Bir gün cezaevi kapılarında çocuklarının açlık grevinde yaşamını yitirmesini isteyemen anneler oldu, diğer gün sandık başında olduk. 24 Haziran’da, 31 Mart’ta tek adama dur dedik. Faşizme karşı mücadelemizi omuz omuza hep birlikte büyüttük.”
‘GEZİ’Yİ SUÇLAMAYA ÇALIŞANLARA İSYAN ETTİK’
“Bu iki yılda Gezi ile Cizre’nin kaderinin bir olduğunu anlattık. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz. Tarihimizin en güzel gençlerinden biri olan Gezi direnişinin gençlerini suçlamaya çalışanlara isyan ettik. Kobanê’de olduğu gibi halklara baskı ve zulmü dayatanlara isyan ettik. AKP-MHP yarattığı korku HDP cesareti karşısında diz çöktü. Cesareti yeni yaşama dönüştürme umudu büyütme zamanıdır. Ulus devletlerin aramıza çizdikleri sınırları söküp atma zamanıdır. Şimdi daha fazla örgütlenme daha fazla özgürlük zamanıdır.
Halklarımızı AKP-MHP faşizminden kurtarmak ve üçüncü yolu örgütlemek zorunluluktur. Demokratik bir iktidarı Türkiye halklarıyla buluşturmak için yeni dönemde devam edeceğiz. Demokrasi ve barışı getirmek için demokrasi ittifakında bir araya gelelim diyoruz. Bu mücadele ayrılarak değil birikerek güçleniyor. Her bir arkadaşımızın aldığı görevi en güçlü şekilde yerine getirmeye devam edecek. Şimdi oldukları yerde donup kalmış koşulları kendi şarkıları eşliğinde dans etmeye zorlamalıyız.”
‘HDP’Yİ YIKMALARINA İZİN VERMEDİK’
Ardından konuşmaya yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle:
“Ortadoğu’da ve Türkiye’de yaşanacak değişimin arifesinde büyük bir iddiayla ve mücadele kararlılığıyla kongremizi gerçekleştiriyoruz. Elbette bugünlere kolay gelmedik. Direne direne geldik. Binlerce arkadaşımız rehin alındı ama biz milyonlar olduk. Tasfiye ve çökertme planlarıyla HDP’yi yıkamadılar. Yıkmalarına izin vermedik. HDP, bileşenleriyle, ittifaklarıyla, içinden çıktığı Halkların Demokratik Kongresi’yle, diğer yandan Demokratik Toplum Kongresi gibi köklü toplumsal örgütlenmelerle öyle güçlü bir yapıdır ki, bu kale düşürülemedi, düşürülmesine izin vermedik. Tek seslilik istediler, bunu bozduk. Çok sesliliği var ettik. Seçimlerde önümüze türlü engeller koydular ama bizler o barajları yıka yıka geldik. Bize karşı kurdukları tüm tuzakları halkımızla birlikte birer birer boşa çıkardık. Demokratik geleceğin ancak HDP’yle kurulabileceğini herkese gösterdik. Evet, tekçi iktidarla hem sandıkta mücadele ettik, hem de meydanlarda, alanlarda direndik.”
‘HALKIMIZ DİZ ÇÖKMEYECEKTİR’
“Suriye barışını, Kürtlerin demokratik Suriye’deki temsiliyetini engellemek için Kuzey Suriye’ye girdiler, Efrin’e girdiler. Her yeri talan ettiler. Suriye topraklarına tankla topla girerken, halkımızın bin bir emekle kazandığı belediyelere de kayyımlarıyla girdiler. 38 belediyemizi gasp ettiler. Siyasi hırsızlığı yol bildiler. ‘Kürtler seçemez, Kürtler yönetemez’ dediler. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar; Kürtler seçmeye de, kendi kentlerini yönetmeye de devam edecektir. Sadece kentleri değil, bizler artık ‘bu ülkeyi yöneteceğiz ve yönetmeye geliyoruz’ diyoruz. Halkımız darağaçlarında, katliamlarda, zindan vahşetlerinde diz çökmedi. Bundan sonra da asla diz çökmeyecektir.
Bugün İdlip’de bataklığa gömülen Türkiye’nin tek çıkış yolu Dolmabahçe Mutabakatı’na dönüştür. Toplum olarak barış mutabakatını koruduğumuz sürece AKP-MHP çözümsüzlük ittifakı amacına ulaşamayacaktır. Çözümü de, barışı da, demokrasiyi de halkların barış mutabakatı getirecektir. Halkların iradesi AKP’den de, tek adamdan da büyüktür.
Hırsız kayyımları da AKP’yle beraber teker teker gidecektir. Evet, Türkiye’de, Suriye’de, Ortadoğu’da, taşlar yerinden oynamıştır. Kürtlerin iradesi dikkate alınmadan bu taşlar yerine oturtulamayacaktır. Taşları ancak ve ancak büyük demokrasi gücü olan Kürt halkı ve birlikte yaşadığı halklar yerine oturtacaktır. Kürt halkı, kendisine dayatılan statüsüzlüğü tarih boyunca kabul etmedi, bundan sonra da kabul etmeyecektir. Ektiğiniz ret ve inkâr politikalarının tohumları bizim topraklarımızda hiçbir zaman yeşermeyecektir. Şunu iyi bilsinler ki; biz bu topraklara başka yerlerden gelmedik. Tarih öncesi de buradaydık tarih sonrası da. Ve dilimizle, kültürümüzle hep burada olmaya devam edeceğiz.”
DEMOKRASİ ÇAĞRISI
“Buradan; demokrasiden, adaletten, toplumsal barıştan, birlikte yaşamdan, emekten yana olan, geleceği dair sözü olan herkesi, iktidar dışındaki tüm siyasi partileri demokrasi ittifakına davet ediyoruz. Bu aynı zamanda demokrasiye bir davettir. Demokratik uzlaşıya bir davettir. Toplumsal dayanışmamız, acıda ve sevinçte birleşmemiz, ortak gelecek hedefinde bütünleşmemiz demokrasi ittifakının en güçlü zemini ve toplumsal dayanağıdır.
Gelin bizler de siyaset kurumu olarak demokrasi ittifakıyla, demokratik Türkiye’ye hep birlikte kapı aralayalım. Herkesin adına karar veren tek adam yönetimi değil, demokratik yerel yönetimler ve güçlendirilmiş demokratik parlamenter sisteme yol açalım. Üstünlerin değil mazlumların adaletini sağlayalım. Toplumsal barışımızı kuralım. Yolsuzluk, hırsızlık düzenine son vererek, sosyal adaleti gerçekleştirelim. Hep birlikte demokratik anayasayla yeni bir toplumsal sözleşme yapalım. Halkların, bütün kimliklerin ve inançların kendini güvende hissedeceği bir anayasa yapalım. Hiçbir kimliğin, inancın, diğerinden üstün olmadığı eşitler anayasasını yapalım. Doğa ve kültür talanına son veren, Hasankeyf’le Kaz Dağları’nın anayasasını yazalım. Halkın anayasası da ancak halkın iradesini temsil eden kurucu bir Meclis iradesiyle sağlanabilir. 1920’de olduğu gibi kurucu bir Meclis oluşturalım ve yeni bir dönem başlatalım.”
SANCAR: GELİN DOLMABAHÇE MUTABAKATI’YLA BAŞLAYALIM
HDP’nin Eş Genel Başkan adayı Mithat Sancar, Soçi, Astana ve Amerika’da mutabakat peşinde koşanlara seslenerek, “İmralı’nın kapılarını açın ki barışın yolu sonuna kadar açılsın. Gelin Dolmabahçe Mutabakatı’yla başlayalım. Öcalan mutlaka ve mutlaka bu yolun ışığı olacaktır” dedi. Sancar’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Şimdi direnişimize ve direnenlere her zaman sahip çıkacağız. Ama artık şunu da çok açık ve yüksek sesle söyleyeceğiz. Şimdi inşa zamanıdır. Kazandıklarımızı inşa edeceğiz. Bu inşanın temeline demokrasi, özgürlük ve barış koyacağız. Demokrasiyi, başarı, adaleti özgürlüğü inşa etmek için artık zaman gelmiştir. Direnerek bize bu mirası getirenler bize bu görevi yazıyorlar söylüyorlar. Yeni yaşamı inşa edin, demokratik hayatı özgür yaşamı inşa edin. HDP inşa yolundadır ve bunu başaracaktır.
Demokrasi barış ve adalet isteyen herkese çağrımız var. Son yıllarda büyük yaralar açıldı. İnsanlar aşından ekmeğinden edildi. Kayyum ile halkın iradesi gasp edildi. Cezaevleri doldu insanlar kaçırıldı katledildi. Bu yaraları saracak iradeyi ortaya koyalım. Haksızlıkları giderecek bir yol planı üzerinde çalışalım. Herkese yapıyoruz bu çağrıyı. Sonra talana son verin. Kararlı davranacağımızı ilan edelim. Gireceğimizi birlikte ilan edelim. Doğayı talan edenleri, yarattığı büyük tahribatları nasıl tamir edeceğimizi birlikte konuşalım. Talan her alanda var. Bu talanı durdurmak bizim öncelikli görevimiz olmalıdır. Gelin bunu birlikte ilan edelim.”
‘BARIŞA KATKI SUNMAYA ÇAĞIRIYORUZ’
“Barış için kim bir milim adım atıyorsa, biz kilometrelerce gitmeye hazırız. Bu barışı kuracağız. Fakat nasıl kuracağımızı da bütün toplumla müzakere ederek, belirleyeceğiz. Müzakerenin adresi bizatihi toplumun kendisidir. Toplumla müzakere edeceğiz, toplumla birlikte kuracağız. Bu barışın güvencesini iktidarlara, şahıslara bırakmayacağız. Bu barışın güvencesini halk da arayacağız. Hakemimiz kim olacak? Bütün ülke hakem olacak. Dünya vicdanı hakem olacak. Biz varız, bu çağrıyı yapıyoruz. Bundan sonra her fırsatta yapmaya devam edeceğiz Barış yoluna herkesi katkı sunmaya çağırıyoruz.
Bu büyük barışın merkezi bu topraklardır, kaynağı burasıdır. Buradan mutabakatları Astana’da, Soçi’de arayanlara da sesleniyoruz. Mutabakat orada aranmaz. Size hiçbir şey vermez. Tam tersine bu ülkeye ve bu bölgeye daha çok kaos ve kan getirir. Mutabakat arıyorsanız, işte Dolmabahçe mutabakatı, Onunla yürüyelim. Yok diyorsanız yeni mutabakat yapalım. Soçi’de Astana’da değil, Beyaz Saray’da değil, Şam’da, Qamişlo’da Ankara’da yapalım. Halkların barışını bu topraklarda sağlayalım. Güvenlik istiyorsanız, S-400 sağlamaz, patriot sağlamaz. Halkların en büyük ihtiyacı, eşitliktir. Halkların karşılıklı saygısını esasa almaktır, halkların iradesini tayin hakkını saygı göstermektir. O nedenle barış için şimdi en kritik kavşaktayız. Şartlar müsait mi? diyeceksiniz. Ben zorluklardan söz etmeyeceğim. Her şey gözler önünde. Efrin’deki işgal, Kuzey Suriye’ye askeri müdahale gözler önünde şimdi İdlib. Bunların ne kadar vahim olduğunu anlatmama gerek yok.
HDP artık bu ülkeyi Türkiye’nin demokratlarıyla birlikte yönetmeye aday, talip. Türkiye’nin demokratlarıyla birlikte yöneteceğiz. Buna inancımız, birikimimiz, gücümüz var. Önce biz inanacağız, sonra diğerlerini inandıracağız. Bu yol iktidar değil, ülkeyi adil yönetmenin yoludur. HDP’nin önü açıktır. Türkiye’yi yönetmeye aday bir HDP için, eşitlik ve barış için ne kadar büyük bir şans, imkan ve güvence olduğunu herkes iyi görmelidir, değerlendirmelidir. Evet, bizlerin hedefi herkesin özgür olduğu bir ülke, herkesin eşit olduğu bir toplum, herkesin onuru ile yaşadığı demokratik bir cumhuriyettir.”
‘ÇÖZÜM DEMOKRATİK SİYASET’
“Bu kongre bizim bu kürsüden Türkiye’ye en önemli mesajlarımızı, en net hedeflerimizi gösterme kongresidir. Sadece; toplumsal sorunların şiddetle çözümleyemeyeceğini biliyoruz. Eğer şiddet bir ülkede ortaya çıkmışsa, bunun sebeplerini görmeden, ortadan kaldırmadan, gerçekten şiddete karşı mücadele etmek, şiddeti bitirmek mümkün değil. Mutlaka şartları samimiyetle görmeli sonra şiddeti demokratik yöntemlerle bitirecek, ülkeyi barışa ve özgürlüğe taşıyacak adımları hep birlikte atabiliriz. Çözümün demokratik siyaset olduğundan en ufak şüphe duymuyoruz.”
SANCAR’DAN BEHRAMOĞLU ŞİİRİ
Sancar salona Ataol Behramoğlu’nun şiirini okuyarak seslendi ve şöyle dedi:
“Salonu görünce aklıma bir şiir geldi. Zora tehdide rağmen binlerce insan buraya toplandı. Milyonlarcasını yüreği burada. Bu zulmü uygulayanlar da mutlaka şöyle düşünüyorlardır, ‘Biz nasıl bitireceğiz bu partiyi?’ cevabı bu şiirde; ‘cellat uyandı yatağında bir gece/ tanrım dedi bu ne zor bilmece/öldükçe çoğalıyor adamlar/ben tükenmekteyim öldürdükçe’”
BABACAN’DAN KONGREYE MESAJ
Kongreye Gelecek Partisi, İYİ Parti, CHP, Saadet Partisi, DSP, Yeniden Refah Partisi’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda siyasi parti ve platform davet edildi.
AKP’nin kurucu üyelerinden olan ve şu sıralarda yeni parti kurma çalışmaları yapan Ali Babacan da HDP kongresine mesaj yolladı.
Babacan kongreye yolladığı mesajında şunlara yer verdi:
“Sayın Pervin Buldan ve Sayın Sezai Temelli, Halkların Demokratik Partisinin 4’üncü Olağan Büyük Kongresine davetiniz için teşekkür ederim. Kongrede alacağınız kararların ülkemizin demokrasisine ve toplumumuzun huzuruna katkı vermesini ümit ediyorum. Bu vesileyle selamlarımı iletiyor, kongrenizin hayırlı olmasını diliyorum.”