HDP’nin Beyoğlu’ndaki İstanbul il örgütü binası önünde dün (15 Ocak Çarşamba) ateş eden Mehmet Salih Kıstak adlı kişinin, saldırıdan önce iki gün üst üste binaya geldiği ortaya çıktı. Partililer, saldırganın pazartesi günü geldiğinde yanında Kuran ve Türk bayrağı olduğunu anlattı.
HDP binasına saat 15.00 sularında gelen Mehmet Salih Kıstak, önce havaya yedi el ateş etmiş, ardından HDP ile aynı sokakta bulunan İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne gitmişti. HDP’nin şikayetçi olduğu saldırgan İl Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutuluyor. HDP çalışanları, saldırganın iki gün öncesinde içinde Kuran ve Türk bayrağı olan bir kutuyla parti binasına gelip, ısrarla il eşbaşkanıyla görüşmek istediğini anlattı.
ÇAY İÇTİKTEN SONRA KAHVE DE İSTEMİŞ
Saldırganın pazartesi günü il binasına geldiğini söyleyen HDP’li Sultan Abul şunları söyledi: “Saldırgan buraya geldi ve il başkanlarını görmek istediğini söyledi. Ben de toplantıda olduklarını söyledim. Bana toplantının ne zaman biteceğini söyledi. Ben de belli olmadığını söyledim. Salona buyur ettim. Geldi oturdu, çay verdim, çayını içti. Bana çayın güzel olduğunu ama kahve de istediğini söyledi. Ben de kahve yaptım verdim. Onu da içti. Israrla başkanı görmek istediğini söyledi. Elinde bir kutu vardı ve içinde bayrak ve Kuran olduğunu, onu başkanlara getirdiğini söyledi. Yaklaşık iki saat oturdu. İlk başta onunla Kürtçe konuştum. Ama bana Kürtçe bilmediğini Türk olduğunu ve AKP’li olduğunu söyledi. Ben de ‘İster AKP’li ister CHP’li ister HDP’li bizim için fark etmez’ dedim. Ardından yukarı çıkarak arkadaşlara böyle birinin geldiğini söyledim. Onlar da geldiler onu yukarı çıkardılar. Bugün geldi silah sıktı ama sanki hiçbir şey yapmamış gibi elini kolunu sallayarak çekip gitti. Bize yakın karakol var. Karakolun oraya kadar da gitti. Kimse ne yaptın diye söylemedi. Arkadaşımız gitti polislere durumu anlattı, tutun dedi. Öyle gözaltına alındı.”
‘KAYSERİ’DEN GELDİĞİNİ SÖYLEDİ’
Pazartesi günü Sultan Abul’un şüpheli şahsın parti binasına geldiği bilgisini verdiği parti yöneticilerinden Mehmet Tayyip Aslan ise aşağıya inip gelen şahısla görüştüklerini anlattı. Şahsın “Kayseri’den geldim” dediğini aktaran Aslan şöyle devam etti: “Saldırgan daha önce başkalarıyla HDP hakkında konuştuğunu, onların ‘HDP’ye bir parça girersin bin parça çıkarsın’ dediklerini söyledi. Biz de HDP’nin böyle olmadığını, HDP’nin tüm Türkiye’de yaşayan halkların sesi olma iddiasında olduğunu söyledik. Şahsa çay ikram ettik, çay içerken o esnada bir poşetin içerisinde bir kutuyu gösterdi. Kutunun içerisinde bir tane Kuran-ı Kerim, bir tane de Türk bayrağı vardı ve bize getirdiğini söyledi. Biz de ‘Sen bize getirdiysen biz de senin hediyeni kabul ediyoruz’ dedik ve teşekkür ettik. Kendisine ne bayrakla ne de Kuran-ı Kerim’le herhangi bir sorunumuzun olmadığını söyledik. Sohbetimizde genellikle bizi polemiğe çekmeye çalışıyordu. Biz de bizim siyasi bir parti olduğumuzu, bizim Türkiye’de ne Kürdü, ne Türkü, ne Çerkezi ne de Alevisiyle bir derdimizin olmadığını, toplumsal bir yapıya sahip olduğumuzu, toplumun her kesimini temsil eden ve Türkiye’nin sesi olmaya çalıştığımızı vurguladık.”
‘HAZIRLIKLI GELDİĞİNİ GÖSTERİYOR’
Aslan, bu kişinin ısrarla il eşbaşkanlarıyla görüşmek istediğini de söyledi: “Başkanlarımızın toplantıda olduğunu belirttik. İki saate yakın oturdu. Şahsı yolcu ederken bize teşekkür etti. ‘Sizin böyle olduğunuzu bilmiyordum. Sizi böyle anlatmıyorlardı’ dedi. Biz de HDP’nin kendisine yanlış anlatıldığını ifade ettik. Ondan sonra çekip gitti. Arkadaşlarımız salı günü şahsın tekrar çay içmeye geldiğini söylüyor. Bu şansın karanlık güçler tarafından bu eylemi gerçekleştirmek için gönderildiğini ve hazırlıklı geldiğini gösteriyor. Ama bize Kayseri’den geldiğini söylüyor. Kayseri’den gelse bile bunun bilinçli bir eylem olduğunu, Türkiye halklarını ve HDP kitlesini birbirine karşı getirmeye çaba gösteren anlayışın, bir zihniyetin sonucunu olduğunu söyledik.”
EŞBAŞKAN AVCI: KORKUTMAK, CAYDIRMAK İÇİN YAPILDI
HDP İl Eşbaşkanı Erdal Avcı da partilerine dönük provokasyonların çokça yaşandığına dikkat çekti. Bu provokasyonların bireysel olmadığını, bir devlet politikası olduğunu söyleyen Avcı, “Bu saldırının da iktidarın muhalefeti bastırmak için belirli çevreler tarafından hazırlanan bir plan olduğunu biliyoruz. Bu saldırı bizleri yıldırmak, partimiz üyeleri ve çalışanları üzerinde bir korku yaratmak ve onları caydırmak için yapılmıştır. Öteden beri uygulanan bir politika sonuç vermeyecektir. Bunlar faydasız, nafile ve ülkenin sürekli gerilmesine, şiddet ortamından kurtulmamasına dönük çok kirli bir savaş politikasıdır. Bu saldırı aynı zamanda son dönemlerde iktidarın ve yetkililerin partimizi sürekli hedef haline getirmesinden kaynaklanan bir saldırıdır.” (Kaynak: MA)